| Taksitle Satış Sözleşmeleri Hakkında Yönetmelik’te, cayma hakkı şu şekilde düzenlenmiştir: “Tüketici, yedi gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir”. Cayma hakkının şu hallerde kullanılamayacağı belirtilmiştir: Cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile hizmetin ifasına başlanan hizmet sözleşmelerinde; Tüketicinin satıcıyı bulduğu finansal kiralama işlemlerinde; Satıcı cayma süresi içinde malı tüketiciye teslim etmişse tüketici, malı ancak olağan bir gözden geçirmenin gerektirdiği ölçüde kullanabilir. Olağan gözden geçirme malın ilk incelemesini kapsar. Malın mutat olarak kullanılması durumunda, tüketici cayma hakkını kullanamaz. Cayma hakkı süresi, mal teslimine ilişkin sözleşmelerde tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin malı teslim aldığı gün başlar. Tüketici sözleşmenin kurulmasından malın teslimine kadar olan süre içinde de cayma hakkını kullanabilir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin cayma hakkı süresi içinde satıcı veya sağlayıcıya yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile yöneltilmiş olması yeterlidir, örneğin posta yolu ile yapılmış olan bir bildirim olması durumunda bu bildirimin yedi gün içinde satıcıya veya sağlayıcıya ulaşması aranmamaktadır. TKHK’nin 18/2. maddesinde satıcının, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Tüketicinin bilgilendirilmediği halde yedi günlük süre işlemeye başlamayacaktır. TKHK’de cayma hakkının kullanılması bir şekle bağlı tutulmamıştır yani caymanın yazılı yapılması gerekli değildir. TKHK’nin 18/2. maddesinde yer alan düzenlemeye göre tüketicinin, cayma hakkını kullandığına ilişkin bildirimi yedi günlük süre içinde satıcıya veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. TKHK 18/1. maddesinde düzenlendiği üzere tüketici, taksitle satış sözleşmesinden doğan cayma hakkını herhangi bir gerekçe ileri sürmek zorunda olmaksızın ve cezai koşul ödemeksizin serbestçe kullanabilir. Hükümde açıkça ifade edildiği üzere, geri alma hakkının kullanılması nedeniyle satıcı, alıcıdan herhangi bir bedel talep edemez ve aksi yöndeki sözleşme hükümleri de kesin hükümsüz olur. Tüketicinin, olağan gözden geçirme ölçütünü aşan kullanımını satıcının veya sağlayıcının ispat etmesi gerekmektedir. Yönetmeliğin 8. maddesinde yer verilen düzenlemeye göre tüketicinin cayma hakkını kullanması durumunda, satıcı veya sağlayıcı cayma bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde almış olduğu bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi, tüketiciye hiçbir masraf yüklemeksizin iade etmekle yükümlüdür. Burada satıcı veya sağlayıcıya almış olduğu bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan belgelerin iadesinin masrafsız sağlanması yükümlülüğü yüklenmiş olup, devam fıkrasında da tüketiciye sözleşme konusu malı cayma hakkını kullandığı tarihten itibaren yedi gün içinde satıcıya iade yükümlülüğü getirilmiştir. Tüketici cayma hakkını kullandığını belirtmiş olmasına rağmen sözleşme konusu malı süresi içinde satıcıya veya sağlayıcıya iade etmez ise tüketici cayma hakkını kullanmamış sayılmaktadır. Yargıtay Kararı- 13. HD., E. 2015/9995 K. 2016/15283 T. 15.6.2016 Dava, kapıdan satış suretiyle yapılan sözleşmeden cayma hakkının kullanılmasına ilişkindir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 8/3. maddesine göre bu tür satışlarda, tüketici, teslim aldığı tarihten itibaren yedi gün içinde malı kabul etmekte veya hiçbir gerekçe göstermeden ve hiçbir yükümlülük altına girmeden reddetmekte serbesttir. Kanun koyucu cayma bildirimi için herhangi bir şekli şartı veya usul belirlememiştir. Cayma hakkının süresinde satıcıya bildirildiğini ispat külfeti davacı tüketicidedir. Somut olayda sözleşme tarihi 22.03.2014 olup davacı 24.03.2014 tarihinde … kanalıyla süresinde cayma bildiriminde bulunmuştur. Her ne kadar mahkemece cayma bildiriminin davalı şirkete 7 günlük cayma süresi içerisinde ulaşmadığı cayma bildiriminin 01.04.2014 tarihinde teslim edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı cayma iradesini 24.3.2014 tarihinde ortaya koymuştur. Başka bir anlatımla cayma bildirimin süresinde davalı tarafa yöneltilmesi yeterlidir. O halde mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Yargıtay Kararı – 13. HD., E. 2015/24055 K. 2017/12619 T. 18.12.2017 Mahkemece, sözleşmede belirtilen 14 günlük cayma süresinde sözleşmeden cayıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı ve davacının tanık deliline de dayanmadığı, bu nedenle davacının cayma hakkını kullandığını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, canlı ders ile ilgili sözleşme yaptığını ve bu konuda kendisine şifre verilmediğinden bundan yararlanamadığını iddia etmiş olup 6502 sayılı kanunun 47. maddesinin 4. fıkrasında mal ve hizmetin sunulduğunun satıcı ve sağlayıcı tarafından ispat edilmesi gerektiği, 6. fıkrasında ise satıcı ve sağlayıcının yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde tüketicinin cayma hakkını kullanmakta 14 günlük süreye bağlı olmadığı açıkça belirtilmiş olup mahkemece bu hususlar değerlendirilmeden 14 günlük süre içerisinde cayma hakkı kullanılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. |

